.... İlk insanın kullandığı aletler ve silahlar, milyonlarca yıl önceki atalarının kullandıklarından farklı değildi. Ancak bunları atalarından daha ustaca kullanabiliyordu. geçmişin karanlık yüzyıllarında belirsiz bir noktada elle tutulur; gözle görülürolmayan en gerekli aleti keşfetmişlerdi. Konuşmayı öğrenmişler, böylece Zaman'a karşı ilk büyük zaferlerini kazanmışlardı. Artık bir önceki kuşağın bilgileri bir sonraki kuşaklara aktarılabiliyor, her çağ geçmiş çağlardan yararlanabiliyordu.

Doğal güçlerden yararlanmayı da öğrenmeye başlamışlardı. Ateşi kullanmayı öğrenerek teknolojinin temelini atıp hayvan geçmişlerini geride bıraktılar. Taş yerini bronza, bronz da demire bıraktı. Avcılığı çiftçilik izledi. Kabileler genişledi, toplu halde köylerde, sonra kasabalarda yaşar oldular. Konuşma taş, kil ve papirüs kağıdı üzerine çizilen işaretler sayesinde kalıcılaştı. Sonra felsefe ve din keşfedildi. Ve insanoğlu gökyüzünü tanrılarla doldurdu. Pek de yanlış olduğu söylenemezdi bunun.

Zaman zaman kendisine karşı kullanılmış olsa da, bu silahlar olmadan insanoğlu dünyayı fethedemezdi. Bütün bu silahlara yüreğini ve ruhunu koymuş, yarattığı güçler yüzyıllarca ona hizmet etmişti.

Ama şimdi, bunlar var oldukça, insanoğlu ödünç aldığı zamanı kullanıyordu......